10 Aralık 2013 Salı

ŞEMS-İ TEBRİZİ'DEN BİR DERS

Bir gün Mevlâna'ya felsefe ile meşgul olan bir grup insan geldi. İmana ilişkin konularda soruları vardı. Mevlâna, bu felsefecileri Şems-i Tebrizî'ye gönderdi. Felsefeciler Şems'e geldiklerinde, Şems, talebelerine bir kerpiç üzerinde nasıl teyemmüm edileceğini gösteriyordu.

Gelenlerden biri, en çok takıldıkları üç soruyu, peş peşe sıralayıverdi:
1- Allah var dersiniz, ama görünmez, gösteremezsiniz; gösterin de inanalım! 
2- Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz; sonra da Cehennem'de ateşle ceza verilecek, dersiniz. Ateşten yaratılmış şeytana, ateş acı verebilir mi? 
3- Ahirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının karşılığını görecek, diyorsunuz. O zaman rahat bırakın şu insanları da istediklerini yapsınlar...


Sorular biter bitmez Şems, elindeki kerpici soruları soranın kafasına vurdu. Adam  hemen kadıya gitti ve Şems'ten şikâyetçi oldu. 

"Ben soru sordum, o bana kerpiçle vurdu!" dedi. Şems-i Tebrizî'yi kadı çağırınca o da kendini savundu:

"O bana sordu, ben de cevabını verdim."
Kadı bu işi açıklamasını isteyince de şu izahatı verdi:
"Efendim, bu adam, 'Bana Allah-u Teâlâ'yı göster' dedi. Ben de elimdeki kerpici başına vurarak sorusunu cevapladım. Şimdi başının ağrıdığını söylüyor. Bana başının ağrısını gösterebilir mi?"
Adam şaşırdı "Ağrı gösterilir mi? Ancak hissedilir!" dedi.
Şems de taşı gediğine koydu:
"İşte, nasıl var olan ağrı gösterilemezse, Allah da vardır, ama gözle görülemez demek istedim!" Şems savunmasına şöyle devam etti:
"Bu adamın ikinci sorusu, ateşten yaratılmış olan şeytanın ateşle nasıl cezalandırılacağı idi. Ben bunu açıklamak için, başına topraktan yapılmış bir kerpiçle vurdum. Başı acıdı, ağrıdı. Oysa, kerpicin de insan gibi asıl maddesi topraktır. Nasıl toprak toprağa acı veriyorsa, ateş de ateşten
yaratılmış şeytana azap verecektir. Üçüncü sorusu 'Bırakın insanları, isteyen istediğini yapsın; madem ahirette tartılacak, niye korkutuyorsunuz?'  şeklindeydi. Ben de ona canımın istediğini yaptım. Ahirette tartılacak. Ama bundan hoşlanmadı ve beni şikayet etti.
 “

Felsefeciler bu açıklamalar karşısında ne söyleyeceklerini bilemediler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder