6 Kasım 2013 Çarşamba

RÜSTEM PAŞA'NIN HİKAYESİ

“(Mihrümah Sultan’ın) evlenme yaşı geldiğinde, Enderundan yetişme Diyarbekir Beylerbeyi Rüstem Paşa’nın aday seçilmesini Tarihçi Peçevi, “Kul cinsinden (Devşirme-köle) Hırvatiyyül-asl (Hırvat)” oluşu nedeniyle çirkin ve kabaydı diyerek eleştirmiş. Rüstem Paşa’nın biricik meziyeti, haremdeki Hurrem-Mihrümah ama-kız ikilisinin güvenini kazanmasıydı. Kimi tarihçiler onun, ikbal ve servet düşkünlüğü nedeniyle türlü hilelere başvurduğu için “Mekri” (hileci) diye anıldığını; “irtişayı” (rüşveti) başlatan vezir olduğunu yazarlar. “Kehle İkbal” lakabı konusunda da bir öykü anlatılır: Rüstem’in İstanbul’daki karşıtları, cüzamlıdır dedikodusunu yayarlar. Gerçeğin öğrenilmesi için bir saray hekimi Diyarbekir’e gönderilir. Cüzzamlılarda bit yaşamazmış inancıyla, Rüstem Paşa’nın iç çamaşırları yoklatılır; “Kehle” (bit) bulunduğu haberi İstanbul’a ulaşınca damatlığı kesinleşir. Çağdaşı bir ozan da yazgının bu garip cilvesini,

“Olacak bir kişinin bahtı kavi talihi yar
Kehlesi dahi mahallinde anın işe yarar”

Dizeleriyle edebiyata kazandırır.
Mihrümah-Rüstem çiftinin akla getirdiği bir soru; zeki, zarif ve duygusal Hurrem’le onca güçlü, bilimli, şair Kanuni’nin, kızları Mihrümah için neden, İstanbul’dan çok uzaklarda, Diyarbekir’de görevli, kaba saba, üstelik, neredeyse kızlarının babası yaşında bir damat seçtikleridir. Acaba, Rüstem hakkında Peçevi’nin, Solakzade’nin yazdıkları doğru değimlidir? Enderundan yetişme bu zatı herhalde Kanuni yakından tanıyordu. Hurrem’e, kocasından başka kimlerin Rüstem hakkında referans ulaştırdıkları bilinmiyor. Bilinen, Hurrem’in bu biricik kızını israrla Rüstem Paşa2ya vermek istemesi, bu konuda Paşa’nın cüzamlı olabileceği tehlikesini göze alabilecek derecede israrcı olmasıdır. Bütün bu soruların kestirme yanıtı “yazgı” olamaz…”


(Saadetim Yıldızı Sultanım, Necdet Sakaoğlu, syf 112-113)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder